24 Haziran 2009 Çarşamba

Bitti...

Evet evet yanlış duymadınız bitti.

Aniden böyle bir karar alışımın sebeplerini sorgulayıp buna bağlı şaşırabileceğinizi tahmin edebiliyorum.

Cimbakuka'nın hayatta olduğu süre zarfında eleştirildiği çok fazla konu olduğunu da zannetmiyorum.

Çünkü neysem o'yum mantığını hayatımın her alanında benimsemişimdir.

Yani kısaca gerçek - sanal ilişkisi olmadan tamamen duygularla hareket ettim.

Bana kazandırdığı çok fazla şey oldu, iyi ve kötü'yü ayırt etme manasında.

Bu'nun yanı sıra kazandırdığı dostluk, arkadaşlıklar da elbet.

O'nlar biliyorlarki ben zaten hep varım, can sıkmaya da gerek yok çok fazla.

Sanal alem dediğin nedir ki sorusunu bende sorardım ama malesef gerçekten öyle değilmiş.

Kiminiz bu durumu kaldıramadı diyebilirsiniz, kiminiz blog yazmak herkesin harcı değilde diyebilirsiniz, sorun değil.

Benden daha fazla şeyler kaybettirmeden, çok kısa zamanda da olsa gitmem gerektiğini hissettiğim için bitiriyorum.

Sorgusuz, sualsiz herkesi severcesine.

Okumaktan zevk aldığım arkadaşları her zaman yakından izleyeceğim bundan şüpheleri olmasın.
Bütün okuyucularımdan du durum için özür diliyorum, belli mi olur birgün belki başka bir yerde tekrar karşılaşırız.

Hepiniz sevgiyle kalın,

Haydi, Hoşçakalın...


Cimbakuka

23 Haziran 2009 Salı

Garip Haller Vol.4



Tabi ya, herşey mübah...


Çok kullanırdık mübah kelimesini. Belki sever, bazende sinirlenirdik en olması gereken zamanlarda olmamayı bu kelime'nin arkasına sığınmamıza.


Evet hatırlarım o günler gerçekten özel günlerdi. Kalabalık desen, neşe desen var, hani derler ya ne ararsan var, işte biz öyle hallerdeydik o zamanlar.


Şimdiki zamana geçmiş eki yüklemek...


İyi zaman dostu olmak mı, kötü zaman dostu olmak mı bilmiyorum ki hangisi daha manalı? Ha bizim hiç eşekliklerimiz olmadı mı, yapmadım diyen taş olurdu elbette, ama sanmıyorum ki bu kadarı olsun.


Biz hiç bir zaman bir anda boşluğa sallamadık yakınlarımızı, ya da sallasak bile en azından bir yere konup konmadığını görmek için arkamıza bir kere baktık ama hiç bir zaman net bir şekilde sırt çevirmedik, bu derece yok saymaya çalışmadık.
Hele hele dışarısı için...

Bazen arkana dönüp bakmayacaksın arkadaş derler, ama gel gör ki şimdi mum'la bile arayamıyorsun.


Ne oldu bir anda desem, sanmıyorum ki cevap bulayım.


Dolu'muyum evet çok doluyum,


ama yazı'nın başında ki gibi.


Mübah bunlar bana ey dost mübah...


Dimi?

Tabi ya...

Bu 

22 Haziran 2009 Pazartesi

Geldik mi Geldik...

Selam güzel insanlar, tatil bitti dönüşümüzü yaptık.

Tatil olunca haliyle herşey kusursuz ve mükemmel geçiyor.

İstanbul'un nem ve sıcağına + iş temposuna bir an önce ayak uydurmak umuduyla.

Umarım o süreçte herkes iyi geçirmiştir günlerini.

Anlatacak çok şey var, bi ara yazarım.

Hoşbuldum :)

12 Haziran 2009 Cuma

Bu kış burada biter ve ben tatil'e giderim...



9-10 günlük bir gezinti'ye çıkıyorum millet, bilgisayardan, televizyondan olabildiğince uzağa.

Hafta son'u ÖSS'ye girecekler varsa şimdiden başarılar.


Okul'u bitenlere bol bol tebrikler.


Açıköğretim sonuçlarını bekleyenlere hayırlı 19 Haziran'lar ve vesaire vesaire.


Blog size emanet.


Kalın sağlıcakla...

Dipnot: Bugün duyduğum en güzel haberlerden birisi Celalettin Cerrah'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden, Osmaniye Valisi olarak atanması oldu. Tatil'imi huzurla geçirebilmem için müthiş ir sebep daha.

Şükür Diyorum...

9 Haziran 2009 Salı

Hamdolsun

:)

Hamdolsun ...

Biri baksın falımıza, tuz kattılar balımıza,
Ağlanacak halimize, gülüyoruz hamdolsun...

Süleymaniye’de serçe, Davos’ta aslandan pençe,
Gül değil, dikenli bahçe, suluyoruz hamdolsun...

Diplomasi, ince ince, dokunulur mu hiç gence?
“One minute”lik İngilizce, biliyoruz hamdolsun...

Hani teğet geçecekti? Kriz gelip geçecekti?
Başlamadan bitecekti? Ölüyoruz hamdolsun...

Millette geçim korkusu, onlarda seçim kaygısı,
Şehirde kömür kokusu, soluyoruz hamdolsun...

Nerde düzen, nerde birlik? Hani birdik, bütündük?
Bir alt kimlik, bir üst kimlik, Bölüyoruz hamdolsun...

Rantın peşine düşenler, Deniz Feneri SEVENler,
“ Ya sev, ya terk et “ diyenler! Kalıyoruz hamdolsun...

Üç, beş kuruş memuruma, hem emekli hem duluma,
Gemi yakışır mahdumuma, alıyoruz hamdolsun...

“Al git!” dedi anamızı, okutacak salamızı,
Aradıkça belamızı, buluyoruz hamdolsun...

Nerede iş, nerede aş, gözler çıktı yaparken kaş,
Ömrümüzden yavaş yavaş, çalıyoruz hamdolsun...

Bir Recep İvedik filmi, izledik, güncel ve ilmi,
Uyuma vakti geldi mi, dalıyoruz hamdolsun...

Şehit: “Kelle”, Apo: “Sayın”, Yüreklerde gizli mayın,
Kimler yiğit kimler hain? Biliyoruz hamdolsun...

Avrupa’nın havuçları, kapalıdır kapıları,
Tuz dökülmüş avuçları, yalıyoruz hamdolsun...

Dünyalıktır, zikirleri anlaşılmaz zehirleri,
Akılları, fikirleri, çeliyoruz hamdolsun...

Mektup, zarfa ilişmiyor, Demokrasi gelişmiyor,
Cafer’e bez yetişmiyor, siliyoruz hamdolsun...

Hayal gibi, gerçek gibi, aciz miyiz, böcek gibi?
Susuz kalmış çiçek gibi, suluyoruz hamdolsun...

Bu teranelerden bıktık, bilmem nerde hata yaptık?
Sinir küpü olduk artık, doluyoruz hamdolsun...

Kader örmüş ağlarını, özledik dost bağlarını,
Ergenekon dağlarını, deliyoruz hamdolsun...

Onlar efendi, biz hamal, artık zamanı: Bir rol al!
Hepimiz Mustafa Kemal, geliyoruz hamdolsun.



Anonim.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Bir yazmadım, bin ah işittim.

Farkındayım uzun zamandır blog dışı olduğumun.

Havalardan mıdır, içtiğim gazlı biralardan mıdır nedir hazımsızlık var sanırım. Birde bilgisayar başında oturuyorsan ve ev'inde klima yoksa işte o zaman halin harab arkadaş.

Dün baktım ibre 30' üzeriydi, dedim ne oluyor eriyormuyuz. 1 hafta sonra tatile çıkacağım, umarım güneş aynı performansını sürdürür, aksi halde fena bozuşuruz kendisiyle. Yanmak istiyorum arkadaş, peynir gibi ne bu böyle cık cık cık...

Gündem'e bakıyorum, beni sarsacak pek'te bir olay yok, hani var ama burda tartışsam millet kasacak o yüzden diyorum otur oturduğun yerde.

Tek değineceğim söz yine spor'la alakalı,. İki güzide camia'yı karşı karşıya getiren, Kayserispor Başkan'ına; Be Sn. Mamur göz göre göre Türkiye'ye dün yalan söyledin, bilmez misin karşındaki Türkiye'nin en eski kulübü Beşiktaş, sen kime peşkeş çekiyorsun be adam? Hangi yana düşecekse düşsün artık şu Topuz, baydı vallahi.

Bunun dışında Lost'ta çok önce bitti izleyecek dizi kalmadı arkadaş. Zaten televizyonda izlediğim dizi yok, bilgisayarda oturup o sıcakta uzun uzun film izlemekte cazip gelmiyor artık, ben ki günde 4 film bitiren adam artık 1'ine bile katlanamıyorum, yaşlandım yahu :(

Çalıştığım iş'i de seviyorum, klima var 3 tane mis gibi vallahi, serin serin bir gün ayaklarım geri gittiyse yamulıyım valla. (diyeceksin ki zaten yamuksun, kabul.)

Kenan Albüm'ü aldım dinledim, ama yok be nerde bi önceki albüm'ü :/ Ara beni lütfen, Yüzsüz Yürek, Olmaz, bu şarkılar öyle kalmış ki aklımda, sanki başka'sının bir arabesk albüm'ünü dinler gibi oldum, umarım kısa sürede alışırız. Ama Kıskanıyorum parçası şimdilik favorim ilerleyen haftalar ne gösterir bilmem, lig uzun maraton.

Ha bu arada dün gece rüyamda ciddi anlamda bir ada'ya düştüm ama yanımda ne Lima vardı, ne de bir teknem kalktığımda baya buruktum, benim gibi insana bu yapılmaz ki :(

Alır başımı giderim şimdilik, maliyet raporları beni bekler, görüşürüz bi ara hadi bay bay...

2 Haziran 2009 Salı

Issız Ada ve 3 şey :))

Mim dalgası yerini dinginliğe bırakmışken tsunami kıvamında süper bir mim sevgili Bekriya'dan gelmiş.

Demiş ki zat-ı muhterem, eğer sen bir ıssız ada'ya düşersen yanına 3 adet ne almak istersin ey cimba?

Valla politik olamayacağım bu konuda ne yalan söyliyim.

1- Adriana Lima yanımda olsun, ben ona bakiyim o bana baksın yaşlanıp gidelim.

2-Ada'da ömrümün sonuna kadar yetecek alkol bulunsun, hatta değişik cins'ten alkol şelaleleri bulunsun ben onda yüzüyim.

3-18 metre tekne'yle de ada sınırlarına çıkmadan etrafında dolaşabiliyim.

Çok mu şey istedim yoksa?

Bakim? yoooooo....

:D

Bu mim benle gömülür gider, haydin öptüm mimlemiyom kimseyi,

Ada'ya gittim gelicem...

Yere İniş.

Malumunuz çok yoğun bir haftayı, hem bireysel, hemde toplu olarak geride bıraktık.

Cumartesi sabah'ının stresi ve sonrasında ki inanılmaz rahatlığı şahsım ad'ına bütün bir sene'nin boşalması gibiydi.

Süper geçen sınavın ardından mezuniyetliğin ilk temellerini atmak, arkasından yıllardır emeğimizi sarfettiğimiz, gecemizi gündüz ettiğimiz Beşiktaş'ın şampiyonluğu ile pekişen dolu dolu bir hafta sonu.

Bu süreçte sınav için desteğini veren özel blogger kardeşliğine ve herkese teşekkürü de borç bilirim.

Herkesin sınavı, işi gücü bittikten sonra Blogmania 4'ü yapma'nın vakti çoktan geldi de geçti diye düşünüyorum, Tatil moduna girmeden, buralardan uzaklaşmadan toplanalım derim.

Haziran 13 bu blog tatile kaçar, özledim Erdeği, Ocakları valla ne yalan söyliyim, bünye tatili de haketmedi değil hani.

Herkese iyi haftalar diliyorum, sağlıcakla kalın efem.

p.S. İlginçtir yazıyı yayınladım ve bir süre sonra 1 saate yakın göremedim ve şimdi tekrar geri geldi :S

Mailbox'a yorumlar düştü fakat burda göremedim.

Blogger noluyo?