30 Ekim 2009 Cuma

Yapmayın!


Bundan 1 hafta önce ülkeye getirilen PKK miltanları'nın kahramanlık öykülerini gösterdi durdu bolca Televizyon'lar . Ülke polis ve asker'inin bakışları arasında yapılan mitingler, gösteriler kanımıza oldukça dokundu. Pişmanlık yasasından dahi yararlanmak istemedikleri halde daha 24 saat geçmeden serbest bırakılan bu insanlar kahraman'mış gibi gösterilirken, eylemlerde devlet'in tutumu en çok dikkat çekilecek kısıma işaret ediyordu.

Yapılan tüm PKK ve DTP mitinglerinde Polis 2.planda durup olayların bitmesini beklerken, Cumhuriyet'imizi kutladığımız 29 Ekim akşamı Atatürk Düşünce Derneği üyelerine yapılanlar kanımızı dondurmaya yetti. İçerisinde ülke'nin aydınlarının olduğu, avukat, öğretmen ve bir çok eğitimli kişilerin bulunduğu bu gruba Polis'in orantılı güç kullanması, insanların "suçumuz ne?" sorusuna cevap verme tenezzülü bile duymadan polis arabalarına tıkmaları kafalarda soru işareti oluşmasına ve ülke nereye gidiyor sorularına sebebiyet veriyor.

Sormam gereken sorulardan bir kaçı;

Polis'e bu emri kim verdi?
Emirleri veren Vali veya Belediye Başkan'ı ise, amaçları AKP korkusundan onlara yaranmaya çalışmak mıydı?

Durduk yere insanlara vurulması, Kadınların "durun yapmayın, sizinde bacılarınız var" demelerine rağmen yerlerde süründürülmeleri kime hizmet bu ülkede?

Arkada o kirli bıyıklarının altından gülen kişiler, bilmiyorlar mı bu ülke insan'ı kendisine yapılan unutulmaz!

Kaldı ki dün sadece Denizli Atatürkçü Düşünce Derneği değil yurdun bir çok yerindeki derneklerden "İZİN VERMİYORLAR, DÖVÜYORLAR" haberleri aldık.

Televizyon'u ikiye bölüp PKK ve Atatürkçü Düşünce Derneği üyelerine polis davranışlarını izledikçe kanım donuyor. Bu ülke polisi, vekili, başkan'ı gerçekten kime hizmet ediyor?

Bizlere mi, yoksa onlara mı?

Kararı siz verin.

0 "Minute":

Yorum Gönder

Boş İş Bunlar