4 Kasım 2009 Çarşamba

Maç başladı. 
İlk defa tribünde böyle bir şey gördüm. 
Saldır Beşiktaşım... Islık..... Saldır Beşiktaşım... Islık... Saldır Beşiktaşım.. Islık... 
Tam işte bu diyecektim ki, döndük eski halimize. 
Dakika 17 de, 
Lay Lay Lalay 
Lay Lay Lalay 
Beşiktaşımmm sen çok yaşa 
Canımm fedaaa... 
Eyvah ki ne eyvah. 

Kısa süre sonra homurdanmalar başladı demeyeceğim. 
Düdükten önce vardı zaten. 
Kadro şöyle böyle, 
Bunu takıma koyanın... 

Misal, Sülayman futbolcu değilmiş. Belki öyledir belki değildir. 
Napalım abi? 
Maçı bırakıp gitsin mi adam? 
Sahada o varsa o oynayacak. 
İster beğen ister beğenme. 
Ha Sülayman'ı ben beğeniyor muyum? 
Hayır, ama yuhlamıyorum da. 
Beşiktaş kazansın isteyip, sahadaki futbolcuyu yuhlamaya ironi falan denmez... 

Peki kim bunu yapanlar? 
İlk, orta ve lise öğreniminde öğretmenlerinin göz bebeği, 
Her karnesi pekiyi, her karnesi teşekkürün ötesi, 
Öss de 900 puan rekoru kırmış, 
Üniversitenin futbol takımının kaslı ve çekici kaptanı, 
İş hayatının basamaklarını koşar adımla çıkmış, makam aracı ve şöförü haketmiş, sekreter sahibi üst düzey yönetici, 
Ki bu yönetici hiç zarar etmemesiyle tanınıyor. 
Bariz Mükemmel insan. 

Her futbolcu milimetrik paslar atsın. 
Her top ayağa ulaşsın. Ne sert olsun, ne yumuşak. Tam ayarında. 
Ayağa ulaşan her top kaleye de ulaşsın. 
Kaleye ulaşan her top ağlarla buluşsun. 
Ağları yırtmayanın...! 
Defans asla top geçirmesin. 
Adam da geçirmesin. 
İkisini birlikte hiç geçirmesin. 
Kaleciye lüzum kalmıyor. 
UEFA oyuncu sayısını 10 a indirebilir. 
Ama bir de şu var. 
Karşı takımın oyuncuları bu özellikleri taşıyor, biz de taşıyoruz. 
Defansımız adam geçirmiyor, gol atamayacaklar. 
Defansları adam geçirmiyor, gol atamayacağız. 
Gel de çık şimdi bu işin içinden. 

Ne yapalım? Bilir kişiye soralım. Yani mükemmel insana!.. 
Cevap yok, çünkü ona bile hiç mantıklı gelmedi bu. 

Peki bu kişi ne istiyor? 
Messi. 
E abi peki atkı kaç para? 20 lira. Oha çok pahalı! Messi kaça abi? 
Başkan paraları çarçur etmeseymiş. 
Ettirmeseydin abi. 
Rakibine oy verseydin. 
aaa oy veremedin demek? 
Neden? Kongre üyesi değilsin. 
Kocaman şirkette yönetim kurulu üyesisin de, kulüpte neden değilsin? 

Yapabilecek tek şey kaldı. 
Sövelim. 
E bari bunu düzgün yapalım. 
Umsss kime sövsek kime sövsek? 
Aklımıza her gelene, aklımıza her geldiği şekilde. 

Eskiden de sıkı küfürler edildi. 
Ama çok daha saygındı. 
Küfürün saygını mı olur? 
Olur abi. 

Çağırırsın. Hepiniz O.Ç. dersin. Dönersin arkanı. 
Aklına ne gelirse söyleyince, haha sapıttı bunlar derler. 
Haklıysan da haksız olursun. 

Evlere şenlik olanlar sadece bunlar değil tabi. 
Başkanı var, Teknik direktörü var... 

Yaz yaz bitmez. 
Son veriyorum. 
Derken şunu da ekliyorum. 

Wolfsburg benim düşmanım değil. Rakibim. Kazandılar ve alkışladım. 
Yine olsa yine alkışlarım. 
Şayet bir gün Fenerbahçeyi alkışlarsam, afaroz etsinler beni... 
Arada bence fark var. Yok diyene aşkolsun. 

Alkışladın ama Beşiktaşı yendiler. 
E abi aşığız diyoruz ama romantikliğin de sınırı var. En azından bende.. 

Bağırmak.. 
Bir an Wolfs.. dedim. Hemen ardından dur dedim. 
Abartmaya da lüzum yok. 
Bağıran bağırdı. 
Kızdıysam namerdim. 
Aslında bu Acının ta kendisidir... 

Asla mutlu olamayız. 
Çünkü, herşeyi değiştiremeyiz. 
Değişebilenler değişir, değişemeyenler kabul edilir. 
Sevilirse böyle sevilir. 
Aksi sevgi değildir. 

Süleyman 200 topu taça atar, Beşiktaş yenilir.. Umrumda değil. 
İsterim ki yensin ama yenmediyse, yine sarılır uyurum abi. 

Nihayet son, 

Başkan istifa etmeli. 
Teknik direktör istifa etmese de aklını başına toplamalı. 
Futbolcuların kendine güveni yerine gelmeli. 
Kabiliyetlerini kullanabilecek düzeye gelmeli. 
Taraftar iğneyi kendine, mızrağı başkasına batırmalı. Ama iğne mutlaka kendimize.. 

En büyük Beşiktaş, Gerisi Traş.

Emre Akman'a teşekkürler


0 "Minute":

Yorum Gönder

Boş İş Bunlar