13. Dalga'yı bekliyoruz.
Sıradaki kim?
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
BURSA NUTKU
"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.” İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği"
Ne Mutlu Türk'üm diyene...
"Mustafa Kemal Atatürk"
18 "Minute":
Yorum yok!..
aynen...
maalesef!!!
Of yaa !!! bu kadar olur
Susmayanlar. ..
Bu iktidar Turkiye’yi yonetemez.
Anayasa Mahkemesi’nin, "Irticai faaliyetlerin merkezi" olduguna karar verdigi bir yonetim orada oturamaz...
Buna izin vermek anayasaya, cumhuriyete, laiklige, Ataturk Turkiyesi’ne karsi suctur.
Bunu gormezlikten gelen, susan herkes sucludur...
CHP, MHP, parlamentoda olan-olmayan siyaset... Aydinlar, medya, demokratik kurumlar...
Yargi, sivil toplum orgutleri...
Herkes...
Ama olanlara bakin:
"Irticanin merkezi" oldugu en ust mahkeme tarafindan karara baglanmis iktidar ve kanatlarinin altindaki dinci orgutlenme, kin ve nefretle saldirida... Cagdasligi savunan, laik cumhuriyete ve devrimlere bagli olan kim varsa ya tutuklu, ya gozaltinda.. .
Yuregi olanlar...
Sesi cikanlar...
Laik ve cagdas cumhuriyete sahip cikmak isteyen ve sessiz kalmayanlar sorguda...
Dun "12’nci dalga" dediler...
Yine bir sabahin karanliginda Prof. Mehmet Haberal gibi eserler yaratmis bir bilim adaminin, Turkan Saylan gibi omrunu cagdas Turkiye icin harcamis bir Ataturk kizinin, laiklik derdi olan profesorlerin, akademisyenlerin evlerini bastilar, kimisini alip goturduler.. .
Zor sartlarda laik cumhuriyeti cesaretle savunan Kanal-B, ADD, CYDD, CEV, 68’liler Vakfi gibi kurumlar, birer terorist yatagiymis gibi gun boyu arandi...
Hálá soracak misiniz; hedef kim?..
Ya da hálá inanacak misiniz; darbe yapmak isteyen silahli bir orgutun pesinde olduklarina? ..
Yine de olsun...
"Irticai faaliyetlerin merkezi" oldugu mahkeme karari ile kesinlesmis bir iktidar Turkiye’nin tepesine oturmus olsa bile... Ataturk cumhuriyetine ve devrimlerine sahip cikmak isteyenler hapishanelere doldurulsalar dahi...
Turkiye’yi sevenler susmayacaklar.
O ses hic dinmeyecek.. .
Kulak verin...
Duyacaksiniz. ..
14 Nisan 2009 / Bekir Coşkun.
"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.” İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği"
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
BURSA NUTKU
Cimbakuka iyi oldu hatırlattığın hepimize hem gençliğe hitabeyi hem bursa nutkunu... sana da teşekkürler okul müdürü...
delilden yola çıkıp suçlu bulmaktı doğrusu
benim ülkemde insandan çıkıp, delil bulursak şahane olacaka geldi ya durum ve ihlal edildi ya bütün yasal haklar ve susuyor ya hala bu ülke
bastırarak, yıldırarak, korkutarak karanlığa sürükleniyoruz ya her sabaha karşı
UYAN TÜRKİYE
UYAN TÜRKİYE
UYAN TÜRKİYE
YAZIKTIR SANA
Onca emek onca mucadele yapılan onca devrim senin için be sadece senin için eyy benim ülkemin aklı evvel vatandaşı hala anlayamadınmı hala uyanamadınmı bu gaflet uykusundan üstüne serpilmiş ölü toprağını atamadın mı üzerinden etme yazıktır sana ....
nedir bu öfkeniz anlamıorum, ilk defa bişeyler gerçekten su yüüzne çıkıor olması neden sizi rahatsız edior ve ergenekon davasının Atatürk'ün Gençliğe Hitabesiyle alakası ne??
bu hitabede günahsız insanları kuyulara atın, sırtlarından vurun, uyuşturucu tezgahlarını ortaya çıkaran paşaların gözünün yaşına bakmayın mı yazıor. yapmayın Allah aşkına!!
sizin bu savunmanız yüzünden ergenekon davasını haklı bulanlar vatan haini ilan ediliyor, lütfen davadan uzaklaşacak argümanlarla savunmayın.
Damla sorun şu.
Bir iddaaname yazıldı ve yargı önüne sürüldü.
Devam etmekte olan bir dava için dalga üstüne dalga yapmak da neyin nesi?
İktidar'a laf söyleyen, muhalefet yapan herkes Ergenekoncu olurken, bu dava üzerine yoğunlaşılırken neden diğer konularda (kanal 7, deniz feneri vs) kimse sesini çıkarmıyor?
yargı tehdit ediliyor, savcılar kenara çekilip uyarılıyor ve Atatürk'ü savunan herkes ergenekonculukla suçlanıyor.
Darbe den bahsediyorlar, hangi darbe Damla? Bunca adam yapmaya kalksa bu kadar şeyi yapamazmıydı, komik ve şaşırtıcı gelmiyor mu sana?
Dava'nın haklı olduğu kısımlardan bir kaç özet isteyebilir miyim kuzum?
+ Sorarım hangi yargı sisteminde Kanıtlanmamış bir suç varken insan yargılanabilir? Ne zamandan beri delil'den kanıta ulaşılmaya başlandı bu ülkede?
İspat eder, sonrada çeker yargılar tutuklarsın pepki bu öylemi?
Bu dava da 2 kişi hayatını kaybetti Damla içeride yatarken, ve suçları kanıtlanmamışken, bu mudur ülke'nin hukuk sistemi?
Bir dava da aynı iddaaname kaç kere yazılabilinir?
Topladıkları kişilere bir bak Allahaşkına, şaşkınlığımız sinirimiz buna.
Atatürkçü düşüne dernekleri, Çağdaş Yaşamı destekleme grupları, Rektörler, Hocalar, Asker bu ülke'nin en güvenilir kurumları bunlarken insanların önüne hiç bir şey yokken "SUÇLU ZANLI KATİL" diye atmak, yıpratmak, susturmak, korkutmak'tan başka birşey değil.
Bu insanlar'ın ailelerini düşün ne haldeler. Amacım Demagoji yapmak değil.
Madem hukuk sistemi sorunsuz ilerliyor, Başka iktidarda olan başbakanından miletvekiline, belediye başkanlarından, ilçe teşkilatlarına kadar herkesi de incelesinler nasıl bu kadar kazanabildiler diye.
Hiç bir yolsuzluk, hırsızlık yargılanmıyorken ülkemde, daha ilk adam'ı kim olduğu bilinmeyen, ortada hangi suç işlendiği bilinmeyen bir dava inceleniyor.
Ülke'nin gittiği kaos'u görmemek için kör olmak lazım.
Şu zamana kadar dava da su üstüne çıkan bir tane birşey göstermeni isterim?
kuyular dediler boş çıktı.
Silahlar dediler hepsi daha dün gömülmüş gibi tertemiz çıktı.
ney peki?
İnsanlar haklarını aradıklarında yargı'dan güven beklerken, yargı taraflı olursa kim'e güvenecekler bu ülkede söylermisin?
bu arada delileden yola çıksalar ona da razı olacaz...
insandan, düşünceden, kelimelerden yola çıkıyorlar... delil bulmak için didik didik insanların özel hayatlarına müdahale ediyorlar.
daha da kötüsü son dalgada gözaltına alınanların tamamı ATATÜRK diyor... Bu mudur darpe girişiminin şifresi... bu mudur tesadüf...
ayrıca bu mudur ülkemin adaleti;
adam vergi kaçakcısıyken bakan oluyor ülkemde kimsenin sesi çıkmıyor... asıl o zaman bağırsaydık adalet diye...
kör kuyulara atılıyor devrimler ve yazık çıkan seslere oysa emanet edilirken TÜRKİYE CUMHURİYETİ gençlere eminim ATAMIN duymak istediği bu sesle değildi. DİLERİM GÖZLERE DOLAN BOKLAR TEMİZLENİR DE HERKES BİR SABAH KARANLIK BİR SABAHA UYANMADAN ANLAR OLANLARIN NE ALAKASI OLDUĞUNU GENÇLİĞE HİTABE İLE...
cevabım biraz uzun olduğundan biloğuma yazdım merak edenler okuyabilir.
http://egreltiotu7.blogspot.com/2009/04/yoruma-sigar-miydi-bilemedim.html
Büyük cadı avı
12'inci dalga dış basının Ergenekon yorumlarını değiştirdi
DIŞ HABERLER
Ergenekon’un son operasyonu da diğerleri gibi dış basında yine geniş yankı buldu. Ancak bu kez dünya basınında hava değişikti. Daha önceki “Türkiye’nin kara geçmişini yavaş yavaş silmesi” ya da “Bağırsak temizliği” gibi ifadelerin yerini “Cadı avı” ve “İktidar savaşı” yorumları aldı
ERGENEKON davasında önceki gün gerçekleşen 12’nci dalga dünya basınının da gündemine geldi. Fakat bu kez yorumlarda fark vardı. Daha öncekilerin aksine dış basında operasyon için olumlu ifadeler kullanılmaktan kaçınıldı ve ’cadı avı’ olarak görüldüğü yorumları yapıldı. İşte dış basında 12’nci dalga...
’Kapatma davasının rövanşı mı alınıyor’
Reuters: Üniversite rektörleri ve hükümet karşıtı medya grubunun bir kadın yöneticisi göz altına alındı. Baskınlar Ergenekon’un bir “cadı avı” olduğu suçlamalarını daha da artırdı. Doğan Grubu ile hükümet arasında aylar süren çekişmenin ardından 500 milyon dolarlık vergi cezası çıkmış, ardından ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da arasında bulunduğu kurumlar basın özgürlüğü kaygılarını dile getirmişti. Şimdi de Ergenekon kapsamında Doğan’ın yöneticilerinden biri gözaltında. Yorumcular soruşturmanın AKP’nin kapatılma davasının rövanşı olarak yürütüldüğünü belirtiyor, AKP ise bu iddiaları reddediyor. Ancak Ergenekon ve ortaya çıkan gerilim finans piyasalarını da istikrarsızlaştırıyor.
’Ergenekon bir iktidar savaşı’
CNN: Kökenleri siyasal İslam’da olan AKP, 2003’te seçimleri kazandıktan sonra, laik elitlerin elindeki devlet kurumlarıyla güç savaşına başladı. Ergenekon da bu güç savaşı kapsamında Başbakan Erdoğan’ın laik rakiplerine karşı yürüttüğü bir “cadı avı” olarak görülüyor.
Operasyon ülkedeki kaygıları artırıyor
Voice Of America (Amerika’nın sesi): Türk polisi, darbe soruşturmasında laikleri gözaltına aldı. Hükümeti eleştiren ünlü kişilerin gözaltı alındığı dalgalar devam ettikçe kaygılar artıyor. Gözaltılar ve aramalar kökleri İslam’da olan hükümeti devirmeye yönelik olduğu öne sürülen bir komploya ilişkin iki yıla yakın bir süre devam eden soruşturmanın bir parçası. Uzmanlar ise, davanın hükümetin taraftarları ile onu eleştirenler arasında derin kutuplaşmaya katkıda bulunduğunu söylüyor.
Amaç muhalefeti susturmak
Jerusalem Post: Hükümeti darbeyle indirme planlarına karşı başlatılan operasyon çerçevesinde, aralarında laiklik yanlısı Kanal B televizyonu ile iki laik sivil toplum örgütünün de bulunduğu binalara Türk polisi baskın düzenledi. Operasyonu eleştirenler, asıl amacın laik muhalifleri susturmak olduğunu savunuyor.
Cadı avı iki kez yaşandı
“CadI avI” terimi Avrupa’da 1430-1780 yılları arasında çoğunluğu kadın, toplam 50 bin kişinin büyücü oldukları gerekçesiyle asılarak ve yakılarak öldürülmesiyle ortaya çıktı. Ancak bu terim yakın tarihte İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD’de başlatılan “komünist avı”nı anlatmak için kullanılıyor. ABD’de cadı avı Wisconsin senatörü Joseph McCarthy’nin 9 Şubat 1950’de elinde Komünist Parti’ye üye olduklarını iddia ettiği 205 kişinin listesi olduğunu söyleyerek kamuoyunun karşısına çıkmasıyla başladı. Ancak bu listedeki kimsenin ’suçu’ ispat edilemedi. Yüzlerce Amerikalı, komünist oldukları iddiasıyla işlerinden oldu, işkenceye uğradı, ülkeden kovuldu. Bu süreçte mağdur olanlar arasında Orson Wells, Bertolt Brecht, Charlie Chaplin, Arthur Miller gibi isimler de yer aldı.
işte TÜRK GENÇLİĞİ.işte ATATÜRK,ÜN GENÇLİĞİ.sizlerle gurur duyuyorum.
kelebenk,in annesi.
Düşüncelerimiz ve yansıttıklarımız, kısacası isyan'ımız çok açık.
Bizi anlamayanlar, asıl bizi bölücü olarak görenlere söyleyecek birşey bulamıyorum.
Eğer ki bu ülke kaos'a sürüleniyorsa Atatürk unutuluyorsa ve Lailkik cumhuriyet elden gidiyorsa gerekirse o Darbe yapılır, hiç kimse yapmasın halk yapar.
Demokrasi'nin bittiği yerde elbet Halk kendi gücünü göstermeye başlar.
Dua etsinlerki 80 ruhu henüz geri dönmedi.
Bu iktidarın beygir koşturduğu zamanlar elbet sona erecek.
Siz İzmir'liler bunun uyarısını verdiniz annem, sıra bütün Türkiye'de.
Olduça onur duydum yorumunuzdan Teşekkür ediyorum.
ne diyebilirim ki bu davayi hala iktidar savasindan ibaret sananlara.
cimbakuka seni cok seviorum; biliyorsun zaten. lakin dun takildigin noktalar sadece senin gibi dusunenler demek istedim icin oyle yazildi. kisisel tek aciklama, tek saldiri yok. sen nasil duygularini acikca yazabiliorsan ben de yazabilirim degil mi?
yaralandiysak bundan sonra boyle konulara girmeyiz olur biter. ama bana sorarsan konusabilmeliyiz.
opuyorum.
Yorum Gönder