İfadesi öyle zor anlar var ki hayatta bazen; Her konuya bir cevabı olan ben bile düğüm düğüm hissediyorum şimdi boğazlarımı… Mevsimlerden yazın ilkbahara çalışı ve havada mis gibi toprak kokusu,üzerine yağmur yağmış hafiften…
Çok güzel bir gün olacaktı bugün oysa… Sınavlar iyi geçmişti ve sonuçları bile geldi. Bir sonraki hafta da mabetteydik oysa ki, hemde derbi maçı. Her gün yeni umutlar da açıyordu gözlerini. Ama bir cümle,sadece bir cümle kararttı bu güzellikler sahnesini. Babamın ‘’Sen bilmezsin,o zamanlar…’’ diye başladığı Beşiktaş sohbetlerinde sevmiştim seni.Ne büyük topçu olduğunu anlatır dururdu görenler.Sadece 1 penaltı kaçırmışsın,öyle dediler… Bir Yusuf diyorlardı,bir Vedat bir de Sanlı… Ardından Beşiktaş’ın maç kazandığı günlerin akabinde zafere ilişkin gazete manşetlerini arşivlemeye başladım kendimce. Yeter ki Beşiktaş maçı alsın,ne kadar gazete varsa alınır,ne kadar zafere dair satır varsa okunurdu.Gel zaman git zaman o satırların içinde kartal yüreğimiz önce seni,ilk seni arar oldu büyük kaptan.
Öyle saltolar vardı ki yazılarının içinde,seni yıllardır okuyan biz müdavimlerin bile ters köşeye yatıyorduk zaman zaman.Ne de olsa penaltı ustasıydın sen ve ters köşeye yatmamak elde değildi büyük kaptan. Şimdi bunlar geçiyor gözlerimin önünden.O ak düşmüş sakalına bile Siyah-Beyaz diyerekten hasta oluşum… Benim de senin gibi özel zevkimdi Sergen seyretmek ve ben de senin gibi hayretle izliyordum onu.Çarşı’da buluyordum maçın ruhunu.Rakı balığı da seviyordum,demlenmeye de başlamıştım oysa.Oldu mu be büyük kaptan,oldu mu?
Bir öğleden sonra aldığım haberde ‘’kanser’’ diyorlar senin için.Gel sustur şu gazetedeki köşe yazarlarını Vedat abi.’’Sapasağlam buradayım evlat,yalan’’ de, ‘’İnanma’’ de.Daha görecek şampiyonluklar var be Vedat abi. Belki Yusuf çok özledi seni.ama daha yapacak çok iş var be Vedat abi.Aklımdan o kadar çok şey geçiyor ki…E ne vardı o kadar içmeseydin be kaptan? Ama sen de haklısın,meret ne de güzel gidiyor değil mi? Şimdi senden sadece bir ricam var büyük kaptan,kabul edersen her Beşiktaşlı gibi bir ‘’evladından.’’
Hayatımın en gurur verici günüydü Süleyman Seba'nın elini öptüğün gün. Geriye eli öpülesi,hayal edilesi bir güzel insan daha kalmıştı şimdi,Vedat Okyar... Belki bir gün basın tribününe değil de,hani o şampiyonluk coşkusunu doyasıya yaşamak için kapalıya gelir diyordum. Ya da bir gün yolum düşer de Hasbi'ye uğrarsam bakarsın rakı balık keyfinin ortasında bulurdum büyük kaptanı. Velhasıl o buluşmaya dair umutlarım hiç kaybolmamıştı ve şimdi hala ayakta o umutlar. Senin için seferber ettik hepsini büyük kaptan.
Dayan be!
www.forum.forzabesiktas.com
27 Nisan 2009 Pazartesi
Dayan Vedat Kaptan...
Gönderen Cimbakuka zaman: 08:40
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 "Minute":
dayanıcak
dayanmalı...
Yorum Gönder